25 Şubat 2013 Pazartesi

Kardeşimin Doğum günü Pastası!


Canım kardeşimin doğum günü pastası!
Renkli ve cıvıl cıvıl biri olması dolayısıyla ona pembeli bir pasta uygun gördüm :)
Yine çook çikolatalı .... bu kısmı biraz kendim için olmuş :))



Nice Yıllara canım kardesim! Yeni yaşında tüm güzellikler seninle olsun! ...





7 Şubat 2013 Perşembe

Şeytana Uydum !...


"Devil’s Food Cake”! Türkçe'ye tam tercümesi istenen anlamı vermese de bir blogger  bunu "şeytan çikolaya giyer" şeklinde çevirmişti ve bence tam yerine oturdu.

Siz bu pastaya ister Şeytan Çikolata Giyer deyin, isterseniz orjnali gibi Devil’s Food Cake; ne derseniz deyin, bu pasta tam bir şeytan işi ! İnsanı yoldan çıkarır, diyetinden eder.

Son zamanlardaki pastalarımı bu kek ile yapıyorum. Son derece nemli bir dokusu olduğundan ara katlarını ıslatmayı gerektirmiyor.
Pasta yapacaksam, kek hamurunu aynı boyuttaki 2 kalıba döküp pişiriyorum. Böylelikle hem keki daha güzel pişiyor, hem de katlara ayırmak daha kolay oluyor. Bu şekilde ve vereceğim ölçülerle, 20 cm lik 2 adet kelepçeli kalıpla 2 katlı bir pasta veya her bir katı 2 ye bölerek 4 katlı yüksek pasta yapabilirsiniz.

"Devil’s Food Cake”

150 gram tereyağı, oda sıcaklığında
50 gram kakao
1 su bardağı kaynar su (1/3 ü süt olarak değiştirilebilir)
1,5 su bardağı (210 gram) un
1/2 çay kaşığı karbonat (amerikan kaşık ölçüsü)
1/2 çay kaşığı kabartma tozu (amerikan kaşık ölçüsü)
1/2 çay kaşığı tuz (amerikan kaşık ölçüsü)
1,5 su bardağı (300 gram) toz şeker
3 adet büyük boy yumurta
1 çorba kaşığı vanilya özütü*

*vanilya özütünü kendiniz hazırlamak için;  3-4 adet vanilya çubuğunu ortasından uzunlaması sivri bir bıçakla keserek 250 ml lik cam şişeye diklemesine sokun. üzerini şişenin ağzına kadar votka ile doldurup, ışık almayan bir dolapta en az 2 ay bekletin. ada şişeyi sallayın. 2 ay sonra şişenin içindeki sıvının rengi koyulaşacak. Vanilya özütünüz hazır demektir.

Tarif, Cafe Fernando ve Sweetapolita dan adapte edilmiştir.

Kakao bir kasede üzerine kaynar su+süt karışımı ilave edilerek eritilip, kenarda bekletilir.
Un, tuz, karbonat ve kabartma tozu elenir.

Tereyağ mikser ile iyice yumuşayıncaya kadar çırpılır. Şeker ilave edilerek yaklaşık 5 dk iyice çırpılır.
Yumurtalar teker teker ilave edilip homojen olana kadar çırpılır.

Elenmiş kuru malzemenin 1/3 ü yumurtalı karışıma eklenip, mikserle düşük devirde sadece kurular ıslanana kadar karıştırılır. Kakaolu sıvının 1/2 si eklenir, karışım birbirine geçecek kadar karıstırılıp, unun 1/ü dana eklenip karıstırılır. Kakaolu sıvının tamamı eklenip karıstırılır ve kalan kuru karışım eklenir. son olarak vanilya özütü eklenir ve son kez karıştırılıp, 20 cm kelepçeli yuvarlak kek kalıbına dökülür.

Önceden hafif ısıtılmış 160 derece (turbo) fırında (normal fırında 175-180 derece) ilk 45 dk fırının kapağını hiç açmadan , daha sonrasında kürdan testi ile pişirilir.

Ganaj;
350 gr bitter çikolata (doğranmış)
400 ml sıvı krema

Sıvı kremayı cezvede kaynama noktasına getirip, kaynatmadan ocaktan alın ve doğranmış çikolatanın üzerine dökün. Çikolata, krema içerisinde iyice eriyip homojen olana kadar yavaş yavaş spatula ile karıştırın.
Tercihan oda sıcaklığında 6-8 saat veya dolapta en az 2 saat bekletin.

Pastanın birleştirilmesi;
Kekin üstünü düzleyin. İsteğiniz miktarda katlara ayırın. Her zaman en üst parça servis tabagında en alta gelecek şekilde tabağa yerleştirin.
Ganajdan istediğiniz miktarda (3-4 yemek kaşığı kadar) ilk katın üzerine koyup spatula ile düzleyin.
Diğer katları da aynı şekilde koyup, son katın üzerini ve yanlarını ganajla dilediğiniz gibi sıvayın.

Bu resimdeki diğer pastalarım da bu tarifle yapılmıştır.

4 Şubat 2013 Pazartesi

Çıtır Çıtır Ekmek !

Çok ekmek yaptım; makinede, elde, beyaz ekmek, çavdar ekmeği, kepekli, domatesli, zeytinli ve daha bir çok şeyli ...
Hepsi uzun yoğurulma, tekrar yoğurma ve mayalandırma aşamalarından geçiyor, gramı gramına ölçü istiyor, hatta odanın derecesinden nem kapıyordu.
... Amaa geçen gün öyle bir ekmek yaptım ki, eşim "artık başka bir şey deneme, bize hep bundan yap" dedi!

Malzemeleri bir çırpıda sayıyorum;

6,5 cup un (istediğiniz un, hatta un çeşitleri)
3 cup su
10 gr yaş maya
1 yemek kaşığı tuz

Yapılışına gelmeden önce, kullandığım undan bahsedeyim.
Evde olan bütün unlardan karıştırdım. 1 cup glutensiz kavılca unum vardı , koydum; Ipek hanım çiftliğinden kek unum vardı 5 bardak da ondan koydum; 1/2 bardak da yine Ipek hanım ciftliginden mis gibi mısır unu.
Böyle bir un karışımı oldu benimki. Olsaydı kek ununun yarım bardağını çavdar unu ile değiştirirdim ama yoktu.

Bir de ekmeği pişirdiğim tencereden bahsetmem lazım ki bence çıtır çıtır olan ekmeğimde en büyük pay onun.
Ben bu Hecha kapaklı döküm tenceremi kullandım ve artık başka bir kapta ekmek pişirmem sanıyorum.


Yapılışı ise;
Bütün malzemeleri genişce veya çapı dar ama yükseliği uzun (tüm malzemeyi alabilecek ve kabarınca taşırmayacak büyüklükte) bir kapta spatula veya tel çırpıcı veya sadece kaşık ile birbirine geçecek kadar karıştırıyoruz.
Bütün kuru malzeme ıslandı mı? Tamam o zaman karıştırmayı bırakabiliriz. Yoğurmuyoruz, başka hiç bir şey yapmıyoruz. Vıcık vıcık bir hamur oluyor. Merak etmeyin, doğru yoldayız. Kabın üstünü, ağzına denk gelecek bir tabak, tepsi gibi bir kapakla kapatıyoruz. Oda sıcaklığında 3 saat dinlenmesi yeterliymiş aslında okuduğum tarifte. Ama ben hamurumu geceden kurduğumdan genelde benimki 8 saat dinlenmis oluyor. Diğerini de denedim; bence uzun süre beklemiş, iyice mayalanmışı daha güzel oluyor.

Çukur bir kasenin içine yarım kase kadar un ve mısır unu karışımı hazırlıyoruz. Mayalanmış hamurumuzun üzerine elimizle biraz un+mısır unu karışımı serpiyoruz. Bunu yapmamızın sebebi (sağ el ile iş görüyorsak, sol elimizi hamura daldıracağız, solak isek tam tersi) sol elimizin parmaklarını kanca gibi hamura batırdığımızda parmaklarımıza fazla yapışmaması.
Evet, sol elimizin beş parmağı ile hamuru ortasından yakalayıp büyükçe bir somunu yukarı doğru kaldırıyoruz ve sağ elimizdeki mutfak makası ile hamuru en aşağıdan kesiyoruz. Sol elimizde kalan hamuru kasenin içindeki un karışımına iyice buluyoruz. hamuru iki elimizde soldan sağa döndüre döndüre ve parmaklarımız marifeti ile süreki hamuru alta doğru kıvıra kıvıra top şekli veriyoruz. (Sanırım bunu videolu bir şekilde tekrar anlatmam lazım :)
Temiz ve genişçe bir mutfak bezine yine un karışımımızdan cömertçe serpip yumuşacık,  bebek yanağı gibi olmuş hamur topağımızı nazikçe yatırıyoruz.
Mutfak bezimizi hafifçe hamurun üzerine doğru iki yanından katlıyoruz, en az yarım saat daha dinlendiriyoruz.

Diğer tarafta fırını 230 dereceye getirip içerisine kalın tabanlı kapaklı bir kap yerleştirip, kap içinde ve boşken  çalıştırıyoruz. Böylelikle, taş fırın etkisi yaratmaya çalışıyoruz ki, ekmeğimiz çıtır çıtır olsun.

Hamur iki katına çıkınca, bir aç kat bezle tuttuğumuz tenceyi fırından tezgaha alıyoruz. Tencerenin dibine biraz mısır unu serpip, bezle birlikte  tuttuğumuz hamurumuzu yavaşça sıcak tencereye kaydırıyoruz. Tencereyi hafif sağa sola sallayıp hamurumuzu iyice yerleştiriyoruz ve kapağını kapatıp fırına atıyoruz.
30 dakika tencerenin kapağı kapalı olarak, 20-25 dk kadar da kapak açık olarak fırında pişiriyoruz.
Kapak kapalıyken hamurumuz iyice kabarıp, içi pişecek.
Kapağı açtıktan sonra ise kabuğu kızarıp çıtırdayacak.

Kontrol edin, kabuk henüz istediğiniz gibi kızarmamış ise biraz daha fırında tutun. Bu süreyi fırınınızın pişirme derecesine göre kendiniz ayarlayın.

Pişirme işlemi bittikten sonra tencereyi dikkatlice tezgaha alın. Ekmeği tel ızgara üzerine çıkarın. İlk sıcaklığı biraz geçince dilimleyin.

Ama dilimlerken sakın hoyrat davranmayın ekmeğinize, yaklaştırın kulağınızı ve çıtırtıların senfonisi dinleyin...

Sağlık ve mutlulukla kalın ...
Türkan

ÇİKOLATALI SUFLE

Geçtiğimiz Cuma akşamı, sofrayi çarçabuk toplayip, bir an önce aklımdaki tarifi uygulamak için malzemeleri tezgaha çıkardım.
Hazırlaması o kadar kolay , pişip tabaklarda yerini alması o kadar hızlı!

Öyle ki, yapmaya başladığımda çayı ocağa koymuştuk; mutfak saatinin süresi dolduğunda çay da demlenmişti.
Yıllar önce eşimle bir kez daha denemiştik sufle yapmayı. O zamanlar mutfakta acemilik zamanlarımı sürmekte olduğumdan mıdır nedir mutfağın altı üstüne gelmiş ve o gün bu gündür sufle benim için hep zahmetli işler kategorisinde olmuştur. Ta ki şu ana kadar!

Malzemesi az, hazırlık aşaması zahmetsiz, sofraya kattığı lüks cabası.
Güzel bir akşam yemeği kapanışı olarak harika bir seçim olur; hele ki yaklaşan "sevgililer günü" yemeğine...

Asagıda verecegim ölçü 3 kişi için çok fazla. Bu yüzden yarım ölçü yaptım ve bu şekilde, paşabahçenin klasik cam muffin kaplarından 5 adet kaba paylaştırabildim. Tarifi siz de ister benim gibi 2 ye, isterseniz de 4 e bölün. Ama mutlaka malzemeleri ölçün.

* Ölçüler için çok faydalı bir ölçü dönüştürücü sayfası var. Buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Çikolatalı Sufle
Tarif tefaltv.com dan adapte edilmiştir.

250 gr tereyağı
250 gr bitter çikolata

125 gr toz şeker
5 yumurta sarısı
3 tam yumurta

80 gr un
1 fiske tuz

Tereyağını sos tenceresinde eritip ocağın altını kapatın. İçerisine kıyılmış çikolatayı ekleyip, çikolata yağın içinde iyice kaybolana kadar karıştırın.

Ayrı bir kapta yumurtaları ve şekeri tel çırpıcı ile hafifçe çırpın.
Yumurtalı karışıma elenmiş un ve tuzu ekleyip un kaybolana kadar karıştırın.
Çikolatalı karışımı ilave edip birbirine iyice yedirin.

Tereyağ ile yağlanmış ve unlanmış sufle kaplarına paylaştırın.

Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 8-10 dk pişirin.
Ortası henüz kabarmış olacak, daha fazla pişirmeyin.
Dikkatlice servis tabağına ters çevirin ve üzerine pudra şekeri serperek servis edin.

Afiyet olsun...