Çok ekmek yaptım; makinede, elde, beyaz ekmek, çavdar ekmeği, kepekli, domatesli, zeytinli ve daha bir çok şeyli ...
Hepsi uzun yoğurulma, tekrar yoğurma ve mayalandırma aşamalarından geçiyor, gramı gramına ölçü istiyor, hatta odanın derecesinden nem kapıyordu.
... Amaa geçen gün öyle bir ekmek yaptım ki, eşim "artık başka bir şey deneme, bize hep bundan yap" dedi!
Malzemeleri bir çırpıda sayıyorum;
6,5 cup un (istediğiniz un, hatta un çeşitleri)
3 cup su
10 gr yaş maya
1 yemek kaşığı tuz
Yapılışına gelmeden önce, kullandığım undan bahsedeyim.
Evde olan bütün unlardan karıştırdım. 1 cup glutensiz kavılca unum vardı , koydum;
Ipek hanım çiftliğinden kek unum vardı 5 bardak da ondan koydum; 1/2 bardak da yine Ipek hanım ciftliginden mis gibi mısır unu.
Böyle bir un karışımı oldu benimki. Olsaydı kek ununun yarım bardağını çavdar unu ile değiştirirdim ama yoktu.
Bir de ekmeği pişirdiğim tencereden bahsetmem lazım ki bence çıtır çıtır olan ekmeğimde en büyük pay onun.
Ben
bu Hecha kapaklı döküm tenceremi kullandım ve artık başka bir kapta ekmek pişirmem sanıyorum.
Yapılışı ise;
Bütün malzemeleri genişce veya çapı dar ama yükseliği uzun (tüm malzemeyi alabilecek ve kabarınca taşırmayacak büyüklükte) bir kapta spatula veya tel çırpıcı veya sadece kaşık ile birbirine geçecek kadar karıştırıyoruz.
Bütün kuru malzeme ıslandı mı? Tamam o zaman karıştırmayı bırakabiliriz. Yoğurmuyoruz, başka hiç bir şey yapmıyoruz. Vıcık vıcık bir hamur oluyor. Merak etmeyin, doğru yoldayız. Kabın üstünü, ağzına denk gelecek bir tabak, tepsi gibi bir kapakla kapatıyoruz. Oda sıcaklığında 3 saat dinlenmesi yeterliymiş aslında okuduğum tarifte. Ama ben hamurumu geceden kurduğumdan genelde benimki 8 saat dinlenmis oluyor. Diğerini de denedim; bence uzun süre beklemiş, iyice mayalanmışı daha güzel oluyor.
Çukur bir kasenin içine yarım kase kadar un ve mısır unu karışımı hazırlıyoruz. Mayalanmış hamurumuzun üzerine elimizle biraz un+mısır unu karışımı serpiyoruz. Bunu yapmamızın sebebi (sağ el ile iş görüyorsak, sol elimizi hamura daldıracağız, solak isek tam tersi) sol elimizin parmaklarını kanca gibi hamura batırdığımızda parmaklarımıza fazla yapışmaması.
Evet, sol elimizin beş parmağı ile hamuru ortasından yakalayıp büyükçe bir somunu yukarı doğru kaldırıyoruz ve sağ elimizdeki mutfak makası ile hamuru en aşağıdan kesiyoruz. Sol elimizde kalan hamuru kasenin içindeki un karışımına iyice buluyoruz. hamuru iki elimizde soldan sağa döndüre döndüre ve parmaklarımız marifeti ile süreki hamuru alta doğru kıvıra kıvıra top şekli veriyoruz. (Sanırım bunu videolu bir şekilde tekrar anlatmam lazım :)
Temiz ve genişçe bir mutfak bezine yine un karışımımızdan cömertçe serpip yumuşacık, bebek yanağı gibi olmuş hamur topağımızı nazikçe yatırıyoruz.
Mutfak bezimizi hafifçe hamurun üzerine doğru iki yanından katlıyoruz, en az yarım saat daha dinlendiriyoruz.
Diğer tarafta fırını 230 dereceye getirip içerisine kalın tabanlı kapaklı bir kap yerleştirip, kap içinde ve boşken çalıştırıyoruz. Böylelikle, taş fırın etkisi yaratmaya çalışıyoruz ki, ekmeğimiz çıtır çıtır olsun.
Hamur iki katına çıkınca, bir aç kat bezle tuttuğumuz tenceyi fırından tezgaha alıyoruz. Tencerenin dibine biraz mısır unu serpip, bezle birlikte tuttuğumuz hamurumuzu yavaşça sıcak tencereye kaydırıyoruz. Tencereyi hafif sağa sola sallayıp hamurumuzu iyice yerleştiriyoruz ve kapağını kapatıp fırına atıyoruz.
30 dakika tencerenin kapağı kapalı olarak, 20-25 dk kadar da kapak açık olarak fırında pişiriyoruz.
Kapak kapalıyken hamurumuz iyice kabarıp, içi pişecek.
Kapağı açtıktan sonra ise kabuğu kızarıp çıtırdayacak.
Kontrol edin, kabuk henüz istediğiniz gibi kızarmamış ise biraz daha fırında tutun. Bu süreyi fırınınızın pişirme derecesine göre kendiniz ayarlayın.
Pişirme işlemi bittikten sonra tencereyi dikkatlice tezgaha alın. Ekmeği tel ızgara üzerine çıkarın. İlk sıcaklığı biraz geçince dilimleyin.
Ama dilimlerken sakın hoyrat davranmayın ekmeğinize, yaklaştırın kulağınızı ve çıtırtıların senfonisi dinleyin...
Sağlık ve mutlulukla kalın ...
Türkan